Okulun açılış gününden nöbet
uygulamalarına, veli görüşmelerinden karne dağıtımına kadar birçok faaliyet,
görünüşte sıradan işler gibi görülse de tanımlı bir işleyiş olmadığında ciddi
belirsizlikler doğurur. Neyin, kim tarafından, ne zaman ve nasıl yapılacağı
açıklığa kavuşturulmadıkça küçük ayrıntılar zamanla büyük aksaklıklara yol
açar. Bu işler okulun ana gündemine yerleşir; esas dikkat verilmesi gereken
pedagojik meseleler ise gözden kaçar. Oysa prosedürler yalnızca düzeni
sağlamakla kalmaz; kurumun enerjisini dağınıklıktan kurtarıp asıl odaklanılması
gereken alanlara yönlendirir. Açık biçimde tanımlanmış ve herkesçe bilinen
işleyişler hem mevcut öğretmenlerin eşgüdüm içinde çalışmasını hem de yeni
başlayan öğretmenlerin okula daha kısa sürede uyum sağlamasını kolaylaştırır.
Böylece kişisel uygulamalar yerine ortak bir anlayış gelişir; bu da okul içinde
adalet ve öngörülebilirlik duygusunu güçlendirir.
Prosedürlerin hazırlanması,
uygulanması, geri bildirimlerle güncellenmesi ve sürdürülebilir hâle
getirilmesi planlı bir çaba gerektirir. Ancak bu süreç, çoğu yönetici
tarafından ek bir yük olarak görüldüğü için çoğu zaman ertelenir. Sorunlar
geçici çözümlerle idare edilir, sistem kurmak yerine günü kurtarma yoluna
gidilir. Bu yaklaşım, kısa vadede işe yarar görünse de uzun vadede aynı
sorunların tekrar tekrar yaşanmasına neden olur. Oysa prosedüre dayalı bir
işleyiş kültürü yalnızca mevcut sorunları azaltmakla kalmaz; yeni problemlerin
oluşmasını da büyük ölçüde engeller. Bu nedenle artık “prosedür neden gerekli?”
sorusundan çok, “nasıl oluşturulmalı?” sorusuna odaklanmak gerekir.
Prosedür İhtiyacı, Tekrar Eden
Sorunlardan ve Uygulama Farklılıklarından Anlaşılır
Prosedür yazımı, okul içinde
tekrar eden sorunlara ve sürekli sorulan sorulara dikkatle bakmayı gerektirir.
Yıl boyunca sıkça gündeme gelen karışıklıklar, aynı konuda farklı öğretmenlerin
farklı yollar izlemesi ya da toplantılarda sürekli aynı başlıkların
tartışılması, belirli alanlarda net bir işleyiş tanımı olmadığını gösterir. Bu
gibi durumlar analiz edilerek öncelikle hangi konularda prosedür ihtiyacı
olduğu belirlenmelidir. Örneğin, okul dışı gezilerle ilgili sürekli sorular
yöneltiliyor, uygulamalarda belirgin farklar görülüyor ve ortak bir yaklaşım
geliştirilemiyorsa o alanda açık bir prosedür eksikliği var demektir. Bu
durumda gezi etkinliklerinin işleyişi, yeniden ele alınması gereken bir alan
olarak öne çıkar.
Prosedür, Sorunları Tespit
Ederek ve Aşamaları Netleştirerek Yazılmalıdır
Prosedür ihtiyacı belirlendikten
sonra bu ihtiyacın hangi sorunlardan kaynaklandığı net biçimde ortaya
konmalıdır. Örneğin okul gezileriyle ilgili süreçte, belgelerde sık sık
eksiklerin oluştuğu, gezi planlarının derslerle yeterince ilişkilendirilmediği
ya da gezi sonrası herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülüyorsa; burada
bir işleyiş sorunu olduğu açıktır. Bu gibi örneklerde gözlemler ve
öğretmenlerle yapılan görüşmeler ışığında sürecin en başından sonuna kadar olan
tüm aşamalar açık ve uygulanabilir şekilde yazıya dökülmelidir. Burada temel
ölçüt, metni okuyan herhangi bir öğretmenin süreci kimseye sormadan
yürütebilecek düzeyde netlikte bir metinle karşılaşmasıdır.
Aşağıda okul dışı gezilere
ilişkin hazırlanmış örnek bir prosedür yer almaktadır.
Örnek
Prosedür: Okul ve Sınıf Gezileri Uygulama Prosedürü
1. Gezi Öncesi Hazırlık
- Öğretmen, gezi yapılacak mekânla ilgili içeriksel uygunluğu araştırır ve gerekirse ön ziyaret gerçekleştirir.
- İlgili kurumlarla iletişime geçilerek gerekli görüşmeler yapılır.
- Gezi programı, ders içerikleriyle ilişkilendirilerek hazırlanır.
- Gezi planı, etkinlik tarihinden en az 15 gün önce müdürlüğe yazılı olarak sunulur.
- Velilerden izin dilekçeleri toplanarak dosyalanır.
- Gerektiğinde, gezide öğretmene eşlik edecek öğretmen okul idaresi tarafından görevlendirilir.
2. Sınıf Düzeyinde Öğrenci Bilgilendirmesi
- Öğrenciler, gezilecek yerle ilgili ön araştırmaya teşvik edilir ve araştırma çıktıları sınıfta paylaşılır.
- Geziyle ilgili temel kurallar, güvenlik önlemleri ve beklentiler sınıf ortamında açıklanır.
- Gezi sürecini yapılandırmak amacıyla öğretmen tarafından bir çalışma kağıdı (3–5 soruluk) hazırlanır ve önceden öğrencilere dağıtılır.
- İlgili çalışma, gezi boyunca öğrencilerin dikkat yönünü belirlemek için referans alınır.
- Öğrencilerden, not defteri getirmeleri istenebilir.
3. Gezi Uygulaması
- Tüm gezi evrakları (plan, izin dilekçeleri, görevlendirme yazıları vb.) eksiksiz olarak öğretmenin yanında bulundurulmalıdır.
- Gezi süreci, programın öğretim hedefleriyle uyumlu şekilde yürütülür.
- Öğretmen, süreç içinde gözlem yapar, gerektiğinde fotoğraf ve notlarla belge oluşturur.
- Rehberlik hizmeti alınan kişi ya da kurumlara karşı davranış kuralları öğrencilere hatırlatılır.
- Not tutmak isteyen öğrenciler desteklenir.
4. Gezi Sonrası Değerlendirme ve Paylaşım
- Öğretmen, daha önce hazırlanan çalışma kâğıdını öğrencilere dağıtır ve uygulama sonrası değerlendirme yapar.
- Cevaplar gözden geçirilerek, dinleme ve izleme becerisi değerlendirme formu üzerinden analiz yapılır.
- Gezi sürecinin güçlü ve gelişime açık yönleri sınıf ortamında tartışılır.
- Deneyimlerin paylaşılması amacıyla ilgili öğretmen, diğer sınıflardaki meslektaşlarıyla kısa bir bilgilendirme yapar.
5. Dosyalama ve Yaygınlaştırma
- Her öğrencinin sosyal etkinlik dosyasında “Okul Dışı Öğrenmelerim” başlığı altında gezi kayıtları muhafaza edilir.
- Öğrencilerin geziye ilişkin çalışma kâğıtları bu dosyada arşivlenir.
- Dönem sonunda, geziye ilişkin çıktılar öğretmen rehberliğinde ürünleştirilir. Bunlar şunlar olabilir: Diğer sınıflara yönelik sunum yapılması, öğrenciler tarafından gezi günlüklerinin yazılması, gezi albümü hazırlanması ve sınıfta sergilenmesi.
Prosedürler Yazıldıktan Sonra
Geri Bildirimle Geliştirilmelidir
Hazırlanan prosedürler yalnızca
okul içi uygulamaya bırakılmamalı; benzer süreçleri yürüten farklı okul
yöneticileriyle paylaşılmalıdır. Böylece uygulamada karşılaşılabilecek olası
sorunlar önceden öngörülebilir, metnin kapsamı daha işlevsel ve uygulanabilir
hâle gelir. Paylaşım sürecinde özellikle iki noktaya dikkat edilmelidir:
Prosedürün mevzuatla çelişmemesi ve öğretmenler üzerinde ek bir yük
oluşturmaması. Bu aşamada gelen yapıcı eleştiriler hem yasal çerçeveye uyum hem
de okulun kendi ihtiyaçlarına göre düzenleme yapılmasına katkı sağlar. Bu tür
bir değerlendirme süreci, prosedürün yalnızca uygulanabilir değil; aynı zamanda
sürdürülebilir ve benimsenebilir olmasını da sağlar.
Prosedürler Paylaşılarak
Uygulama Birliği Sağlanmalıdır
Bir prosedürün yazılmış olması,
tek başına işleyişi düzenlemeye yetmez; uygulanabilirliği, tüm öğretmenler
tarafından anlaşılması ve benimsenmesine bağlıdır. Bu nedenle okulda yaşanan
somut sorunlara yönelik hazırlanan prosedürler, öğretim yılı başında yapılan
toplantılarda tüm öğretmenlerle açıkça paylaşılmalıdır. Süreç adım adım
anlatılmalı; tereddüt edilen veya itiraz edilen noktalar açık bir şekilde ele
alınmalıdır. Prosedürün hangi soruna karşı nasıl bir çözüm sunduğu netleştikçe
öğretmenler arasında ortak bir anlayışın oluşması da kolaylaşacaktır.
Görüşmeler sonucunda son hâlini alan metin, yazılı olarak tüm öğretmenlere
ulaştırılmalı ve okulun ortak referans belgesi olarak kurumsallaştırılmalıdır.
Takip ve Güncelleme ile
Prosedürler Kurum Kültürüne Yerleşir
Prosedür sürecinin en kritik
aşaması, uygulamanın okul içinde kalıcı bir yapıya dönüşmesidir. Bu noktada
takibi sağlamak ve işleyişin sürekliliğini gözetmek, okul idaresinin temel
sorumluluklarındandır. Uygulama sırasında aksayan ya da öğretmenler tarafından
zorlanılan adımlar dikkatle gözlemlenmeli; gerektiğinde ilgili bölümler gözden
geçirilerek güncellenmelidir. Ayrıca prosedürlerin yalnızca mevcut
öğretmenlerle sınırlı kalmaması, okula yeni başlayanlara da dosya hâlinde
sunulması gerekir. Böylece işleyiş, kişisel deneyim ve yorumlara bağlı kalmadan
kurumsal bir düzene kavuşur ve sürdürülebilir bir standart hâlini alır.
Sonuç olarak; günü kurtaran
çözümler geçici bir rahatlık sağlar ama okulun yükünü hafifletmez. Belirsizlik
içinde alınan ani kararlar günü yönetebilir; ancak uzun vadeli işleyiş, tanımlı
süreçlerle mümkündür. Bugünü toparlarken yarını da şekillendirmek istiyorsak
sistem kurmayı öncelemeliyiz. Bu sistem; açık, paylaşılmış ve herkes tarafından
benimsenmiş prosedürlerle hayat bulur. Okul yönetimi kişisel gayrete değil,
herkesin kendini sürecin parçası olarak gördüğü bir düzene dayanmalıdır. Çünkü
iyi kurgulanmış bir prosedür, niyetlerin değil; davranışların belirlediği bir
düzen kurar ve bu düzen, yalnızca günü değil, kurumu da korur.
Enes hocam çok mantıklı makul bir konuya değinmişsin. Farklı bir bakış açısı farklı bir öğretmenlik
YanıtlaSilRecep Hocam teşekkür ederim.
Sil