İlkokul birinci sınıfta, öğrencilerin bir an önce okuryazar olabilmelerini sağlamak amacıyla harf öğretimi sürecinde genellikle aceleci bir yaklaşım benimsenmektedir. Harfler kısa sürede tamamlanmakta, hemen ardından öğrenciler çeşitli okuma kitaplarıyla tanıştırılmaktadır. Ancak bu erken tanışma, çoğu zaman beklenildiği gibi olumlu sonuçlar doğurmamaktadır. Okuma becerisi henüz yeterli düzeye ulaşmamış çocuklar; heceleyerek ve yavaş okudukları metni anlamakta zorlandıkları, sık sık hatalar nedeniyle okumaya yeniden başlamak zorunda kaldıkları bir süreç yaşamaktadır. Bu süreçte aile ve öğretmen tarafından yapılan bilinçsiz yönlendirmeler ve iyi niyetli fakat baskıya dönüşen ısrarlar, çocukların kitapla kurduğu ilk bağı olumsuz yönde etkilemektedir. Sonuç olarak kitaplar, çocukların zihninde başarılı oldukları bir alan olarak değil, yetersizlik duygusuyla bağ kurdukları bir nesneye dönüşmektedir. Bu da kitaplara yönelik mesafeli bir tutum gelişmesine ve uzun yıllar sürebilecek bir okuma ön yargısına neden olabilmektedir. Bu noktada, kitapla ilk temasın niteliği üzerine yeniden düşünmek ve süreci çocuk açısından daha anlamlı hale getirecek alternatif yollar geliştirmek önem kazanmaktadır.
Öğrencilerin kitaplara karşı olumlu bir tutum geliştirebilmeleri için sürecin keyif veren, güven duygusu oluşturacak bir yapıda kurgulanması gerekmektedir. Bu da ancak çocuğun zaten yeterli olduğu bir beceri üzerinden ilerlemekle mümkündür. Görsel okuma, bu anlamda her öğrencinin belirli bir düzeyde sahip olduğu doğal bir yeterliliktir. Kitaplarla tanışma sürecini, görsel okuma becerisine dayalı olarak resimli (sözsüz) kitaplarla başlatmak; çocuğun kitapla kurduğu ilişkiyi başarı duygusu üzerinden inşa etmesini sağlar. Çünkü bu kitaplar çocuklara bir yetişkine ihtiyaç duymadan kendi başlarına bir anlatı kurma imkânı verir. Ellerine aldıkları kitabın sayfalarını özgürce çevirir, gördüklerini çevresindekilere anlatır, yorumlar geliştirirler. Sürece dışarıdan müdahale olmadan katıldıkları için okuma eylemini baskıdan uzak, olumlu bir deneyim olarak yaşarlar. Kitapla kurulan bu ilk bağ, “Ben bu kitabı okudum.” cümlesinde somutlaşır. Bu cümle, yalnızca bir ifadenin ötesinde, çocuğun kitapla kurduğu öz güven temelli ilişkinin ilk göstergesidir. Böylece ilerleyen süreçte yazılı metinlere geçiş için güçlü bir zemin hazırlanmış olur.
Tüm bu nedenlerle çocukların kitapla tanışma sürecini harf öğretiminin tamamlanmasını beklemeden başlatmak daha sağlıklı bir yaklaşım olacaktır. Okuma becerisi yalnızca sesleri birleştirme pratiğiyle değil, metinle anlamlı bir bağ kurabilme süreciyle gelişir. Bu nedenle, okulun açıldığı ilk haftalardan itibaren resimli (sözsüz) kitaplarla yapılan okuma etkinlikleri, hem çocukların kitaplara karşı olumlu bir tutum geliştirmelerini sağlayacak hem de okuma eylemini doğal bir sürece dönüştürecektir. Bu çalışmaların belirli bir süre boyunca yalnızca resimli kitaplar üzerinden sürdürülmesi, çocuğun kendine güvenini pekiştirecektir. Harf öğretimi tamamlandığında ise öğrencilerin okuma düzeyleri dikkate alınarak yazılı kitaplar sürece dâhil edilmeli; ancak bu geçişte resimli kitaplar tümüyle bırakılmamalıdır. Resimli ve yazılı kitapların bir arada kullanılması hem geçiş sürecini yumuşatacak hem de çocukların kitapla kurdukları bağı daha kalıcı hâle getirecektir.
Kitap okuma çalışmalarına okulun ilk haftalarından itibaren resimli (sessiz) kitaplarla başlanması; yalnızca çocukların kitapla sağlıklı bir ilişki kurmalarını değil, aynı zamanda öğretmen ve aile üzerindeki “okuma öğretme” baskısını da önemli ölçüde azaltacaktır. Bu yaklaşım, harf öğretimi sürecinin aceleye getirilmesini önleyecek; çocukların doğal öğrenme ritimlerine uygun bir ortam oluşmasına katkı sağlayacaktır. Kaygı düzeyi düşük, başarı duygusu yüksek bir başlangıç ise, yazılı metinlere geçiş sürecini hem pedagojik açıdan daha sağlam hem de duygusal açıdan daha sürdürülebilir kılacaktır. Unutulmamalıdır ki kitapla ilk temas, yalnızca bir eğitim basamağı değil; çocuğun hayat boyu sürdüreceği bir tutumun temelidir. Bu temelin nasıl atıldığı, ileride nasıl bir okur profiliyle karşılaşacağımızı büyük ölçüde belirleyecektir.
Yorumlar
Yorum Gönder